Olamazsın, bilirim sana söylendiği gibi
Susamazsın, bilirim eski halin gibi
Kalamazsın, bilirim sana söylenilen yerde
Ne yerlerde, ne göklerde

Karışanın yok, dön bak, dön bak bir kendine
Dokunanın yok, dön bak, dön bak bir kendine

Bir umut bulup gerçeklerden kaçarsın
Düşene kadar, durmadan yanında koşarsın
Her sabah gözlerini farklı bir yarına
Farklı bir yanına açarsın

Karışanın yok, dön bak dön bak bir kendine
Dokunanın yok, dön bak, dön bak bir kendine
Karışanın yok, dön bak, dön bak bir kendine
Dokunanın yok, ömrün bitiyor haberin yok

Bir yıldız kayar, galiba dersin
Zamanla girdiğin bütün yarışları kaybedersin

Karışanın yok, dön bak, dön bak bir kendine
Dokunanın yok, dön bak, dön bak bir kendine
Karışanın yok, dön bak, dön bak bir kendine
Dokunanın yok, ömrün bitiyor haberin yok

 

Bin mevsim geçti sanki, hiç güneş doğmadan
Hiçbir gün bir rüyaya ait olmadan
Yakınımdan uzağımdan kimler geldi geçti

İşte geldim bak
Söz verdiğim gibi
Hiç çoğalmadan
Hiç eksilmeden
Hiç bölünmeden

Bulutların arasından yolları geçtim
Düşlerin arasından yılları geçtim
Cebimdeki bütün hayallerime geç kaldım
Yer değişti, gök değişti, ben değişmedim

İşte geldim bak
Söz verdiğim gibi
Hiç çoğalmadan
Hiç eksilmeden
Hiç bölünmeden

Bembeyaz yarınlarda gezdi gözlerim
Umutlara tutunmaktan uyuştu ellerim
Durmadı ki hayatım koyduğum yerde
Ölüm kadar uzun geldi bu bekleyişlerim

İşte geldim bak
Söz verdiğim gibi
Hiç çoğalmadan
Hiç eksilmeden
Hiç bölünmeden

 

Bir yandım bir söndüm elinin altında
Beceremedim başkası olmayı karşında
Çek beni, çıkar beni şımarık kalbinden
Şeytan diyor ki, bir gece aniden

Vazgeç, her şeyden vazgeç, kendinden vazgeç
Nereye kadar
Vazgeç, derdinden vazgeç, şehrinden vazgeç
Yeter bu kadar

Nereye kadar

 

Bir gözün okşar beni
Bir gözün seyreder
Usulca uzaklardan

Hemen karışır aklın
Aldığın her nefeste
Rüzgarla değişir kalbin

Yazılmasın bunlar
Çizilmesin bunlar
Üvey aşklar bunlar
Mecburiyetten

Gel sarıl sıkıca bana
Günahların kazınsın
Masumsun artık

Yazılmasın bunlar
Çizilmesin bunlar
Üvey aşklar bunlar
Mecburiyetten

 

Yanlış şeylere razı olmuşuz
Sığ denizlerde boğulmuşuz
Çok fazla hesap, çok fazla kitap
Çok fazla her şeye karışan var

Yok bu yolların sonu
Birden, ellerinden düşer zaman
Tutamazsın, ellerinden düşer zaman

İster öyle olsun ister böyle
Ben karar verdim burada kalmaya
Senin ellerinde kaybolmaya
Sen nasıl dersen öyle olmaya

Yok bu yolların sonu
Birden, ellerinden düşer zaman
Tutamazsın, ellerinden düşer zaman

 

Can verip her gün, bir türlü ölmeden
Sustum, saklandım, bekliyorum sonunu bilmeden
Bir ömrün dertleri gözlerime sıkışmış
Öyle ağlamakla çıkmıyor

Bir gün gelir, bir gün gider
Sessiz sessiz yıldızlarım söner

Taş olmuş ellerin sanki ellerimde
Sussam beni, susmasam seni
Parçalar bu rüzgar

Bir ah çekecek derman kalmadı dilimde
Yaprakları soldu her şeyin, dikeni kaldı elimde

Taş olmuş ellerin sanki ellerimde
Sussam beni, susmasam seni
Parçalar bu rüzgar

Bir gün gelir, bir gün gider
Sessiz sessiz yıldızlarım söner

 

Gülerken parlayan, sonra ıslanan gözler
Dua için kalkıp sonra kirlenen eller
Sövüp de her şeye, öpüşen dudaklar
Aynı...

Elinden tutup da kolundan çekenler
Arkandan bağırıp önünden geçenler
Önüne bakıp da önünü görmeyenler
Aynı...

Herkes önemli, herkes bilinmeyen
Herkes özel güzel, herkes silinmeyen
Herkes emin olmasa da bazen yemin eder
Herkes korksa da bazen kendi gider
Herkes kendinden biliyor
Ama her şeyi biliyor
Dünya, dünya, dünya

Dünya umurumda değil

 

Siz çelik gömlekliler
Güneşimi çekip indirdikçe
Uzadı her yere yavaş yavaş
O simsiyah gölgeniz

Oynama, yeter oynama
Oynama kirli ellerinle
Kendinden büyük taşlarla
Emeklerle, hayallerle

Her gün bir ışık söner
Tam uyanmışken bir daha söner
Bu maskeli yüzler
Ah bu sessizlik
Korkutur beni

Giy ki o çelikten gömleği
Kimseler dokunmasın
Üç kuruşluk hayatında
Yediklerin yanına kalsın

İster dur öyle, ister kaç
İstersen gülücükler saç
Kimsenin kurşunu geçmez ki
O çelik gömleklerden

Her gün bir ışık söner
Tam uyanmışken bir daha söner
Bu maskeli yüzler
Ah bu sessizlik
Korkutur beni

Çekil yolumdan

 

Ah bir ateş ver, cigaramı yakayım
Sen sallan gel, ben boyuna bakayım
Sen sallan gel, ben boyuna bakayım

Uzun olur gemilerin direği
Ah çatal olur efelerin yüreği
Ah yanık olur anaların yüreği

Ah vur ateşi gavur, sineme ko yansın
Arkadaşlar uykulardan uyansın
Arkadaşlar uykulardan uyansın

Uzun olur gemilerin direği
Ah çatal olur efelerin yüreği
Ah yanık olur anaların yüreği

 

Hiçbir şey sormadan
Aklımı bu dünyaya alıştırdım
Her saat, her dakika
Bin defa karar yarıştırdım

Hiç sormadan, hiç görmeden
Hiç bilmeden, birgün durup düşünmeden
Her gün hasret içime damlar
Hayaller peşinde
Demir duvarlar içinde

Korkamazsın, yorulamazsın
Şansının ellerini bırakamazsın
İsmini bilmediğin bu şehirde
Kadere çıkışamazsın

Zaman durmuş gibi
Ne bir soru, ne yarın kaygısı
Zaman içimde donmuş
Yarın da bunun aynısı

Hiç sormadan, hiç görmeden, hiç bilmeden
Bir gün durup düşünmeden
Her gün hasret içime damlar
Hayaller peşinde
Demir duvarlar içinde

Korkamazsın, yorulamazsın
Şansının ellerini bırakamazsın
İsmini bilmediğin bu şehirde
Kadere çıkışamazsın

 

Aldatan ışıklar kör gözler için
Umut kokan rüzgar dinmedi gitti
Sahiplerin kimler, bu altınlar kimin
Bu yadigar kime

Sen misin ağlatan beni
Ben miyim ağlatan seni

Uzaktan düşlerken günler saydık
Günler bitti, kim kime layık
Kendin kadar yalnız, paran kadar insan
Sahte bir insan

Sen misin ağlatan beni
Ben miyim ağlatan seni